Sitedeki tüm yazıları,kaynak göstermek koşuluyla ücretsiz kopyalayabilir ve çoğaltabilirsiniz.

Adaletli Müslüman Türk Yöneticiler

10:28 Edit This
Allah, tarih boyunca Türk Milleti içerisinden pek çok sayıda adalet ile hükmeden yöneticiler çıkarmıştır. Müslüman Türkler’in, Balkanlar’dan Asya’ya, Afrika’dan Ortadoğu’ya kadar barış ve birlik getiren yönetiminin başarısı, Allah’ın Hac suresinde bildirdiği ahlaka yönelmiş olmalarından kaynaklanmaktadır.
“Onlar ki yeryüzünde kendilerini yerleştirir iktidar sahibi kılarsak, dosdoğru namazı kılarlar, zekatı verirler, marufu emrederler, münkerder sakındırırlar. Bütün işlerin sonu Allah’a aittir.” ( Hac Suresi, 41)

Türk Milleti’nin tarih boyunca kurduğu devletlerin sayısının 180’i bulduğu kabul edilir. Bu devletlerden 16 tanesi dünya tarihinde etkili rol oynamış çok güçlü devletlerdir. Türk Milleti her biri diğerinden güçlü olan bu 16 devletle ve bu devletlerin yönetiminde gösterdiği üstün kabiliyetle tüm dünya milletlerine tarih boyunca örnek olmuştur. Hakimiyeti altında yaşayan farklı etnik kökene mensup toplulukları, her birinin dil ve din farklılıklarına saygı göstererek, barış, huzur ve güvenlik içerisinde, asırlar boyunca birarada yaşatma becerisini göstermiştir. Aynı topraklar üzerinde hakimiyet kuran farklı devletler ise bu başarıyı sağlayamamış, söz konusu topraklarda bu kadar uzun süreli hakimiyetler yaşanmamıştır.

Selçuklu ve Osmanlı devletleri başta olmak üzere, Türk Milleti’ni bu coğrafyayla bütünleştiren ve güçlü kılan unsurları sadece askeri güçle açıklamak mümkün değildir. Anadolu’yu fetheden, Adriyatik’ten Çin Seddi’ne kadar dünyanın en karışık ve en hassas bölgesini asırlar boyunca hakimiyeti altında tutan güç, Türk Milleti’nin özünde var olan ve Türklerin İslam’ı kabul etmesiyle birlikte asıl kimliğini bulan ahlak anlayışıdır.

Kuran'da emredilen bu ahlakın başlıca özellikleri, dürüstlük ve mertlik, zulümden ve haksızlıktan uzak durmak, adaleti her zaman ayakta tutmak, hoşgörüden ve uzlaşmadan yana olmaktır. Bu özellikler nedeniyledir ki kendilerine tabi olan halklar da her zaman Müslüman Türklerin yönetiminden razı olmuş, hatta çoğu zaman kendi istekleriyle onların yönetimleri altına girmişlerdir. En kamil anlamda Osmanlı İmparatorluğu'nda tezahür eden bu adaletli yönetim sayesinde tüm Balkanlar'ı, Kafkasya'yı ve Ortadoğu'yu kapsayan coğrafyada, üç dine ve muhtelif mezheplere mensup, dilleri, kültürleri, ırkları birbirlerinden tamamen farklı milyonlarca insan asırlar boyunca hiçbir zulme maruz kalmadan huzur içinde yaşamışlardır.

Ancak günümüzde aynı topraklar üzerinde acı, gözyaşı, zulüm ve savaş bir türlü sona ermemektedir. Balkanlar, Ortadoğu ve Kafkaslar'dan oluşan ve Türkiye'nin tam merkezinde yer aldığı "Osmanlı Coğrafyası" halen çok hareketli ve karışık bir yapıya sahiptir. Osmanlı Devleti'nin siyasi olarak varlığının ortadan kalkmasının ardından bu bölgede oluşan boşluk henüz doldurulamamış ve gerçek anlamda bir güven ortamı sağlanamamıştır. Bu durum aynı topraklarda asırlar boyunca örnek bir "birlikte yaşama modeli" uygulayan Müslüman Türk Milleti'ne dikkati çekmektedir. Ve bu modelin günümüzde ve gelecekte de sadece Müslüman Türk Milleti tarafından gerçekleştirilebileceği gerçeğini ortaya koymaktadır. Nitekim son yıllarda pek çok devlet adamı ve siyaset bilimci, başta Osmanlı Devleti olmak üzere, Türk devletlerinin başarıyla yürütmüş olduğu adil yönetim sistemini incelemektedir. Bu incelemelerdeki amaç ise, Türklerin gerçekleştirdiği sistemi temel alan, yeni bir yönetim modeli oluşturmaktır.

Dünya’ya örnek olan bu yönetim biçimi, hem vatanımızın hem de diğer milletlerin birlikteliği için bir güvenliktir. 1900’lü yıllarından başından bu yana savaşların ve çatışmaların sonu gelmemektedir. Ortadoğu’ya, Balkanlar’a ve Kafkasya’ya kalıcı barışın getirilebilmesinin, ancak bu tarihi ahlak mirası mümkün kılabilecektir. Adaletli Türk yöneticilerin liderliğinde oluşturulacak bir birlik hem çatışmaların sonunu getirip bölgelere kalıcı barış getirecek, hem de tüm ülkelerin güçlü bir ekonomik işbirliği içerisine girmeleriyle tüm halkların yaşam kalitesini yükseltecektir.

Türk Devleti yöneticilerinin unutmaması gereken konu, tarihi bir misyon yüklendikleridir. Bu misyon Türk Milleti’ni zirveye taşımak ve hak ettiği lider devletler arasına dahil etmektir. Dünya tarihinin en güçlü devletlerini kurmuş, tüm Akdeniz ve Ortadoğu coğrafyasına nizam vermiş olan Türk Milleti’nin aradığı çözüm ve çıkış yolları kendi tarihinde mevcuttur.

Vakit