Müslümanlar Psikolojik Mücadeleden Etkilenmezler
10:18 Edit This
Müslümanlara maddi-manevi zulüm uygulamaya çalışanlar, inananların bu zulümden asla etkilenmeyeceklerini anlayamazlar. Çünkü iman edenler onların bilmediği çok önemli bir gerçeği bilmektedirler. Geçmiş ve gelecek Allah katında yaratılmış ve yaşanmış olarak saklıdır. Herşey Allah’ın dilemesiyle gerçekleşir. Allah, bu gerçeğe iman eden Müslümanların üzerinde huzur ve güvenlik duygusu oluşturur. Bütün dünyanın orduları insanın arkasında olsa sahip olacağı huzur Allah’a dayanmanın getireceği huzurla asla bir olmaz. İnsan kendini kötülüklerden koruyamaz, ancak Allah onu korur ve esirger. Allah’a teslim olarak yaşamak, Müslüman’a endişesizlik ve korkusuzluk getirir. Hiç bir zorluk veya baskıdan yılgınlığa kapılmaz. Bu güç Allah’ın iman edenlere verdiği bir nimettir.
Allah, Enfal Suresi'nde Peygamberimiz döneminde yaşanan bir zorluk anında müminler üzerinde oluşturduğu manevi desteği şöyle haber verir:
Hani kendisinden bir güvenlik olarak sizi bir uyuklama bürüyordu. Sizi kendisiyle tertemiz kılmak, sizden şeytanın pisliklerini gidermek, kalblerinizin üstünde (güven ve kararlılık duygusunu) pekiştirmek ve bununla ayaklarınızı (arz üzerinde) sağlamlaştırmak için size gökten su indiriyordu. (Enfal Suresi, 11)
Ayette bildirilen "uyuklama bürüyordu" ifadesi kuşkusuz manevi bir uykuya işaret etmektedir. Allah, zorluk anında, samimi olanların üzerine böyle bir hal vermiş ve bu manevi desteğin sonucunda müminler huzur, güven ve kararlılık duygusunu yaşamışlardır.
Aslında bu huzur ve güven duygusu müminlerin tüm yaşamlarına hakimdir. Allah'a ve ahirete iman eden insanlar, Allah'ın herşeyin tek hakimi olduğunu bildikleri için zaten hiçbir olay karşısında paniğe kapılmaz, hüzne ve sıkıntıya düşmezler. Rabbimizin herşeyi kendileri için en hayırlı olacak şekilde, ahiretlerine en faydalı olacak şekilde yarattığını bilirler. "Eğer Allah size yardım ederse, artık sizi yenilgiye uğratacak yoktur ve eğer sizi 'yapayalnız ve yardımsız' bırakacak olursa, ondan sonra size yardım edecek kimdir? Öyleyse mü'minler, yalnızca Allah'a tevekkül etsinler." (Al-i İmran Suresi, 160) ayetine kesin olarak iman eder ve tevekkülün manevi konforu içinde yaşamlarını sürdürürler. Karşılaştıkları zorluk ne kadar büyük gözükse de sonuçta geçici olduğunun bilincindedirler. Çünkü dünyadaki yaşamın sonsuz ahiret yaşamı yanında çok kısa bir zaman dilimi olduğunu unutmazlar. Dünyada karşılaşılabilecek bir zorluk insanın tüm yaşamını kapsasa bile en fazla 50-60 yıl sürecektir. 50-60 yıl tevekkül ve güzel ahlakla geçirilen bir ömrün, sonsuz cennet hayatında yaşadığı karşılık ise kuşkusuz benzersiz olacaktır. Cennette müminler hiçbir sıkıntı, hüzün, yokluk, bıkkınlık, zorluk yaşamayacak aksine sonsuz güzellikler içinde nefislerinin arzu ettiklerinin tümüne kavuşacaklardır.
İşte bu gerçeğin bilincinde olmak iman eden bir insanın her olay karşısında yılmaz ve sarsılmaz bir tevekkül yaşamasını sağlar. Bunun manevi huzur ve neşe duygusu da dünyadaki en büyük kolaylıklardan biridir.
Müslümanlara karşı psikolojik mücadele yürütmeye çalışanların elleri ise işte bu nedenlerle tamamen boş kalacaktır. Yanlarına sadece hayırlı insanlara zulmetmenin ahiretteki sorumluluğu kalacaktır. Bu tür insanlar aldıkları kararların kendi kararları, yaptıkları hareketlerin kendi hareketleri olduğunu sanırlar. Oysa büyük bir yanılgı içerisindedirler. Düşündükleri ve yaptıkları ancak Allah’ın kendilerine izin verdiği düşünceler ve hareketlerdir. Allah’ın dilemesi dışında parmaklarını dahi oynatamazlar. Bu acizliklerinin farkında olmayanlar, iman edenlere karşı mücadele etmekle yalnızca Müslümanlar’ın cennetlerini parlattıklarının da farkında değildirler.
Unutulmamalıdır ki, tüm kalpler ve tüm güç Allah'ın elindedir. Allah dilediği an dilediği olayı, dilediği şekilde yaratır. Huzur ve güven arayan insan, Allah vermedikçe, hiçbir yolla buna ulaşamaz. Dinin insanlara getirdiği kolaylık, insanın herşeyin Allah'ın kontrolünde olduğunu bilmesidir. Her işinde Allah'a yönelen, her işinin karşılığını sadece Allah'tan bekleyen insan, daima Allah'ın yardımını ve desteğini çeşitli yollardan yanında bulacaktır.
Hayır, sizin mevlanız Allah'tır. O, yardım edenlerin en hayırlısıdır. (Al-i İmran Suresi, 150)
Allah, Enfal Suresi'nde Peygamberimiz döneminde yaşanan bir zorluk anında müminler üzerinde oluşturduğu manevi desteği şöyle haber verir:
Hani kendisinden bir güvenlik olarak sizi bir uyuklama bürüyordu. Sizi kendisiyle tertemiz kılmak, sizden şeytanın pisliklerini gidermek, kalblerinizin üstünde (güven ve kararlılık duygusunu) pekiştirmek ve bununla ayaklarınızı (arz üzerinde) sağlamlaştırmak için size gökten su indiriyordu. (Enfal Suresi, 11)
Ayette bildirilen "uyuklama bürüyordu" ifadesi kuşkusuz manevi bir uykuya işaret etmektedir. Allah, zorluk anında, samimi olanların üzerine böyle bir hal vermiş ve bu manevi desteğin sonucunda müminler huzur, güven ve kararlılık duygusunu yaşamışlardır.
Aslında bu huzur ve güven duygusu müminlerin tüm yaşamlarına hakimdir. Allah'a ve ahirete iman eden insanlar, Allah'ın herşeyin tek hakimi olduğunu bildikleri için zaten hiçbir olay karşısında paniğe kapılmaz, hüzne ve sıkıntıya düşmezler. Rabbimizin herşeyi kendileri için en hayırlı olacak şekilde, ahiretlerine en faydalı olacak şekilde yarattığını bilirler. "Eğer Allah size yardım ederse, artık sizi yenilgiye uğratacak yoktur ve eğer sizi 'yapayalnız ve yardımsız' bırakacak olursa, ondan sonra size yardım edecek kimdir? Öyleyse mü'minler, yalnızca Allah'a tevekkül etsinler." (Al-i İmran Suresi, 160) ayetine kesin olarak iman eder ve tevekkülün manevi konforu içinde yaşamlarını sürdürürler. Karşılaştıkları zorluk ne kadar büyük gözükse de sonuçta geçici olduğunun bilincindedirler. Çünkü dünyadaki yaşamın sonsuz ahiret yaşamı yanında çok kısa bir zaman dilimi olduğunu unutmazlar. Dünyada karşılaşılabilecek bir zorluk insanın tüm yaşamını kapsasa bile en fazla 50-60 yıl sürecektir. 50-60 yıl tevekkül ve güzel ahlakla geçirilen bir ömrün, sonsuz cennet hayatında yaşadığı karşılık ise kuşkusuz benzersiz olacaktır. Cennette müminler hiçbir sıkıntı, hüzün, yokluk, bıkkınlık, zorluk yaşamayacak aksine sonsuz güzellikler içinde nefislerinin arzu ettiklerinin tümüne kavuşacaklardır.
İşte bu gerçeğin bilincinde olmak iman eden bir insanın her olay karşısında yılmaz ve sarsılmaz bir tevekkül yaşamasını sağlar. Bunun manevi huzur ve neşe duygusu da dünyadaki en büyük kolaylıklardan biridir.
Müslümanlara karşı psikolojik mücadele yürütmeye çalışanların elleri ise işte bu nedenlerle tamamen boş kalacaktır. Yanlarına sadece hayırlı insanlara zulmetmenin ahiretteki sorumluluğu kalacaktır. Bu tür insanlar aldıkları kararların kendi kararları, yaptıkları hareketlerin kendi hareketleri olduğunu sanırlar. Oysa büyük bir yanılgı içerisindedirler. Düşündükleri ve yaptıkları ancak Allah’ın kendilerine izin verdiği düşünceler ve hareketlerdir. Allah’ın dilemesi dışında parmaklarını dahi oynatamazlar. Bu acizliklerinin farkında olmayanlar, iman edenlere karşı mücadele etmekle yalnızca Müslümanlar’ın cennetlerini parlattıklarının da farkında değildirler.
Unutulmamalıdır ki, tüm kalpler ve tüm güç Allah'ın elindedir. Allah dilediği an dilediği olayı, dilediği şekilde yaratır. Huzur ve güven arayan insan, Allah vermedikçe, hiçbir yolla buna ulaşamaz. Dinin insanlara getirdiği kolaylık, insanın herşeyin Allah'ın kontrolünde olduğunu bilmesidir. Her işinde Allah'a yönelen, her işinin karşılığını sadece Allah'tan bekleyen insan, daima Allah'ın yardımını ve desteğini çeşitli yollardan yanında bulacaktır.
Hayır, sizin mevlanız Allah'tır. O, yardım edenlerin en hayırlısıdır. (Al-i İmran Suresi, 150)
Vakit