Sitedeki tüm yazıları,kaynak göstermek koşuluyla ücretsiz kopyalayabilir ve çoğaltabilirsiniz.

Müslüman’da Utanma Hissi

10:53 Edit This
Hatasızlık, kusursuzluk yalnız Allah'a mahsustur. İnsan ise unutabilir, yanılabilir, gaflete düşüp hata yapabilir. Bu durum insanın her konuda aciz olduğunun ve herşeyde Allah'a muhtaç olduğunun bir göstergesidir. Mümine düşen, hata ve günahını fark ettiğinde hemen utanıp vazgeçmek, tevbe ederek aynı günahı tekrar işlememeye özen göstermektir. Müminler utanmazlıktan sakınırlar. Allah bir Kuran ayetinde müminlerin tarifini şöyle yapmaktadır :
(Bunlar,) Büyük günahlardan ve çirkin utanmazlıklardan kaçınanlar ve gazablandıkları zaman bağışlayanlar. (Şura Suresi, 37)

Müminler hataları olduğunda inatçı bir tutum göstermekten sakınırlar, hemen kusurlarını gidermeye çalışırlar. Çünkü tüm hayatını Allah’ın sevgisi ve hoşnutluğu üzerine kurmuş olan birisi Allah’ın rızasını kaybetmekten korkar. Yaşamı boyunca attığı her adımda, işlediği her tavırda, söylediği her sözde Allah’ın beğeneceği ahlakı yakalamaya çalışır. Mümin hatasından Allah’ın huzurunda bulunduğu için utanır. Kendisini gören, işiten, kalbinden geçenleri bilen Allah’ın hoşnut olmayacağı tavırda bulunmak mümine vicdanen çok büyük sıkıntı yaşatır. Bu sıkıntının tavıra yansıyan hallerinden birisi de utanma hissidir.

Utanma hissine sahip olmak Müslüman’a güzel ahlak özellikleri kazandırır. Hatası söylendiğinde hemen kabul eder, eksikliğini örtmez, inatçı ve pişkin bir tavır göstermez, gurur yapmaz, utanmanın getirdiği sıkıntıdan tekrar aynı hataya dönmez. Utangaç kişinin fiziksel görünümü de başka Müslümanlar’da sevgi ve şevkat uyandırır. Çoğu insan utanmadan dolayı meydana gelen kızarmanın görünümünün hoş olmadığını düşünür, oysa bu insani bir alamettir. Esasında hiç etkilenmemek veya etkilenmemiş görünmeye çalışmak ahlak olarak hoş görünmez.

Peygamber Efendimiz (sav) utanma hissine sahip olmanın İslam ahlakına uygun olduğunu şöyle bildirmiştir :
Resulullah (sav) buyurdular ki: "Her bir dinin kendine has bir ahlakı vardır, İslam'ın ahlakı "hayâ"dır." (Muvatta, Hüsnü'l-Hulk 9, (2, 905); İbnu Mace, Zühd 17, (4181, 4182))
Resulullah (sav) buyurdular ki: "Edebsizlik ve çirkin söz girdiği şeyi çirkinleştirir. Hayâ ise girdiği şeyi güzelleştirir." (Tirmizi, Birr 47, (1975); İbnu Mace, Zühd 17, (4185))

İman etmeyen topluluk içinde, yaptığı kötülükten veya sahip olduğu kötü ahlaktan utanmamak çok yaygın bir durumdur. Utanmazlığı adeta bir yarış haline getirirler ve en utanmaz olan kişi adeta topluluğun en önemli kişisi konumuna getirilir. Bu şeytanın körüklediği ve sonucunda ahlaki dejenerasyona yol açan bir ahlak yapısıdır. Utanmama ile birlikte ahlaksızlığın popüler hale getirilmesi toplumda çok derin sosyal problemlere neden olmaktadır. Fuhuş ve sapık ilişkiler, toplumun manevi değerleri kuvvetli olduğu zamanlarda utanılacak kavramlarken, günümüzde normal karşılanabilmekte, bu ahlaksızlıkları yapanlara sempatiyle bakılabilmektedir. Bu toplum yapısına karşı çıkanlar modern olmmakla suçlanmaktadır. Dinsiz toplumlarda utanmamanın normal karşılanacağına ayette şöyle dikkat çekilmektedir :
Çirkin utanmazlıkların (fuhşun) iman edenler içinde yaygınlaşmasından hoşlananlara, dünyada ve ahirette acıklı bir azab vardır. Allah bilir, siz ise bilmiyorsunuz. (Nur Suresi, 19)

Kuran’a uyan ve utanma hissi bulunan kişilerin oluşturduğu topluluklarda ahlaki dejenerasyon olması mümkün değildir. Herşeyden önce kişiler fert fert Allah’tan korktukları için zaten ahlaksızlığa yanaşmazlar. Allah istediği ahlaki ölçüyü Kuran’da çok açık olarak şöyle bildirmiştir:
Şüphesiz Allah, adaleti, ihsanı, yakınlara vermeyi emreder; çirkin utanmazlıklardan (fahşadan), kötülüklerden ve zorbalıklardan sakındırır. Size öğüt vermektedir, umulur ki öğüt alıp-düşünürsünüz. (Nahl Suresi, 90)

Vakit